MARX-ENGELS  KİTAPLARI

 

KUTSAL AİLE

ALMAN İDEOLOJİSİ [FEUERBACH]

KAPİTALİZM ÖNCESİ EKONOMİ BİÇİMLERİ

FELSEFE METİNLERİ

KOMÜNİST MANİFESTO VE KOMÜNİZMİN İLKELERİ

GOTHA VE ERFURT PROGRAMLARININ ELEŞTİRİSİ

SÖMÜRGECİLİK ÜZERİNE

ANARŞİZM ÜZERİNE

DİN ÜZERİNE

DOĞU SORUNU [TÜRKİYE]

SEÇME YAZIŞMALAR 1

SEÇME YAZIŞMALAR 2

YAZIN VE SANAT ÜZERİNE 1

YAZIN VE SANAT ÜZERİNE 2

KOMÜNİST PARTİ MANİFESTOSU

BASIN SÖYLEŞİLERİ

SÜRGÜNDEKİ BÜYÜK ADAMLAR

NÜFUS SORUNU VE MALTHUS

SEÇME YAPITLAR 1

SEÇME YAPITLAR 2

SEÇME YAPITLAR 3

KADIN VE AİLE

İŞÇİ SINIFI PARTİSİ ÜZERİNE

 


MARX - ENGELS - LENİN


KADIN VE AİLE


 

KADINLARIN KLASİKLERE BORÇLU OLDUKLARI ŞEY

 

CLARA ZETKIN  

 

ELBETTE, Marx kadın sorunuyla "doğrudan", "yalnız onun üzerinde durarak" uğraşmadı. Bununla birlikte, kadının hak-eşitliği için eşsiz olanı, en önemli olanı yaptı. Materyalist tarih kavramıyla bize kadın sorunu üzerine eksiksiz formüller vermediyse de, daha iyisini verdi; onları bulmak ve kavramak için doğru, güvenilir yöntemi. Kadın-sorununu genel tarihsel gelişmesinin akışı içinde, tarihsel bağımlılığı ve haklılığı içinde, genel toplumsal bağlantıların ışığında açıkça anlamamızı, onun itici ve sürdürücü güçlerini tanımamızı, onların yöneldikleri amaçları, ortaya konan problemlerin ancak varlıklarıyla çözüme kavuştuğu koşulları bulabilmemizi yalnız materyalist tarih anlayışı olanaklı kılar.

 

Ahlaki yasalara ya da tanrısal buyruklara göre yaratılmış olan o kadının ailedeki ve toplumdaki konumunun öncesiz ve sonrasız olduğu boşinanı parçalanıp toz oldu. Ailenin, öbür toplum kurumları ve varlık-biçimleri gibi sürekli bir oluşa ve göçüp gidişe uğradığı ve onlar gibi olan ekonomik ilişkilerle ve bu ilişkilerin desteklediği mülkiyet düzeniyle birlikte değiştiği açıkça ortaya çıktı. Ama bu değişmeyi yapan, o sırada üretim tarzını altüst eden ve onu ekonomi ve mülkiyet düzenine karşıt duruma düşüren ekonomik üretici güçlerin gelişmesidir. Sonra, devrimcileşmiş ekonomik ilişkilerin ve bağlantıların tabanı üzerinde insanların düşüncesinin devrimcileşmesi, toplumsal üstyapının kurumlarında ekonomik temele uygun değiştirmeleri yapma, mülkiyet biçimleri ve egemenlik ilişkileri içinde katılaşıp kalmış olanı giderme çabası tamamlanır. Yardımlarıyla bu çabayı başarıya ulaştıran, sınıfların savaşımlarıdır.

 

Engels'in "ailenin, özel mülkiyetin ve devletin kökeni" üzerine yaptığı parlak incelemenin önsözünden biliyoruz ki, burada geliştirilmiş düşünce akışı ve görüş noktaları büyük kesimiyle, Marx'ın, son derece sadık ve dâhi bir vasiyet yerine getiricisi olarak sürdürdüğü kalıtıdır. ...

 

 

Clara Zetkin,

Ausgewählte Reden und Schriften, Band I, Berlin 1957, s. 129-220.

 

 

_____

 

 

Elbette, Lenin "kadın sorunu" üzerine hiçbir kitap, geniş kapsamlı hiçbir inceleme yazmadı. Toplumsal problemleri "genellikle" soyut olarak ele almak, onun tarzı değildi. Proleter devrimi yapmak için önemli olabilen her şeyi pek açık, bağlamlı düşünür, pek kesin ve belirgin biçimde dile getirirdi. Bundan ötürü, yapıtında, kadınların burjuva toplumdaki yüzkızartıcı ve özgür-olmayan konumu ve kadınların komünizmin gerçekleştirilmesi için belirleyici önemi ile ilgili anlayışı belli oluverir. ...

 

Lenin için, ... kamusal bir aşevinde ya da onun işletilmesinde çalışmaktan büyük bir devletin yönetimine kadar, kadının ev dışında mesleki işler yapması, yeteneklerini bütün toplumsal görevlerde göstermesi, yalın bir kendiliğinden anlaşılırlıktı. Lenin, kadının, toplumsal yaşamdaki işbirliğinden en elverişli sonuçları bekliyordu. Bazı toplumsal gereksinmelere ve bunların karşılanmalarına en uygun araçlar ve yollar, toplumsal yaşam içeriğinin ve biçimlerinin zenginleştirilmesi için daha iyi bir anlayış.

 

Onun için belirleyici anlamı olan, sivrilmiş tek tek kadınların parlak başarıları değildi, daha çok milyonlarca kadının, en yalın ve en alçak gönüllü milyonlarca kadının o görünmeyen günlük çalışmalarıydı. Çünkü Lenin'de, her zaman, küçükte ve en küçükte büyüğü, bütünü gören ve onu bununla bağlantısı içinde vazgeçilmez, önemli bir şey olarak değerlendiren o derine işleyen duyu vardı. Savaşım ve kuruluş sırasında bir tek gücün fazla olmadığını, ve her şeyin devrime ve komünizme yararlı kılınabileceğini kuvvetle duyuyordu. Dolayısıyla, kadınlar arasındaki komünist yetiştirme ve eğitim çalışmasını kentten köye yayma ve partisiz proleter ve köylü kadınları etkin işbirliğine katma üzerinde üsteleyerek durdu. Komünizm, ancak milyonlarca kadının gönülden istemini ve en azimli etkinliğini milyonlarca erkek kardeşinin istemi ve etkinliğiyle, kendi kuruluşu için kesinlikle "Olsun!" demeyi gerektiren zorlayıcı Titan gücü halinde birleştirirse, kadınları boyunduruktan kurtarabilir.

 

Böylece çember kapanıyor. Lenin'in kadının hak-eşitliği ve özgürleşmesi konusundaki tutumu genel  devrimci inancının ve yaşanmış devrimci yapıtının organik bir parçasıdır. Çünkü teoride ve pratikte, ona göre, teori her şeyde, eyleme, eylemin kendisiyle birlikte hazırlanmakla anlamdaştır. Kadınların Lenin'e ne borçlu olduğunu tümüyle öğrenmek isteyen kimse, onun derlenmiş yapıtlarında derinleşmeli, ilk işçi ve köylü cumhuriyetlerinin birliğini yaratmış olan Bolşevik Partinin ve Komünist Enternasyonalin tarihini incelemelidir. Kadının özgürleşmesi de birlikte olmak üzere, insanın özlediği bütün kurtuluşlar için Lenin'in ne kadar eşsiz büyüklükte ve önemde olduğu ancak ve ancak ondan sonra tümüyle kavranır.

 

Clara Zetkin,

Ausgewählte Reden und Schriften, Band III, Berlin 1960, s. 170, 176-177.

 

 

 

KADIN VE AİLE

SUNUŞ / JOACHIM MÜLLER